Haber

Siyasi gerginliklerden Türkiye-İsrail ticari ilişkileri nasıl etkileniyor?

“1990’dan bu yana Türkiye ile iş ilişkisi içerisindeyim. Yıllar içerisinde siyasette inişler ve çıkışlar oldu ama bunlar ekonomi“İlişkilerini derinden sarstığına hiç tanık olmadım.”

BBC Türkçe ‘nin sorularını yanıtlayan ve 1990 yılından bu yana Türkiye ile iş yaptığını söyleyen İsrailli işadamı Gadi Shoshan, İsrail-Türkiye Ticaret Odası Başkanıdır. Shoshan, Türkiye ve İsrail’in ticarette birbirini tamamlayan iki ülke olarak konumlandığını söylüyor.

“Bizim Türkiye’nin sunduklarına, Türkiye’nin de bizim sunduklarımıza ihtiyacı var” diye ekliyor.

İsrail, Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği saldırılara Gazze’ye saldırılarla karşılık verdi.

İsrail, Hamas’ın saldırılarında çoğunluğu sivil 1.400’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini, 200’den fazla kişinin ise rehin alınarak Gazze’ye götürüldüğünü duyurdu.

Sağlık Bakanlığı, 2006 yılından bu yana Hamas’ın kontrolünde olan Gazze’de, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana 10 bin 300’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini, hayatını kaybedenlerin 4 bin 100’den fazlasının çocuk olduğunu açıkladı.

İsrail’in Gazze’deki saldırılarını en sert şekilde kınayan ülkelerden birinin Türkiye olması, iki ülke arasındaki ticari ilişkileri bir kez daha gündeme getirdi.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İsrail ile Türkiye arasındaki ticaretin 7 Ekim’den bu yana yüzde 50 azaldığını söyledi.

Salı günü Kuveyt’e yaptığı resmi ziyarette konuşan Bolat, “7 Ekim’den bu yana (Türkiye ile İsrail arasında) karşılıklı ticaretin geçen yıla göre yüzde 50’den fazla azaldığını görüyoruz.”

Peki 7 Ekim öncesinde Türkiye ile İsrail arasındaki ticari ilişkiler ne düzeydeydi?

Tepkiler uzun vadede ne gibi sonuçlar doğurabilir?

‘Türkiye çelik, çimento ve plastik hammaddelerinin ana tedarikçisi haline geldi’

Bank of Israel’in nisan ayı sonunda yayınladığı analizde, İsrail’in onlarca yıldır komşu Orta Doğu ülkelerinden kopmuş bir “ada ekonomisi” olarak geliştiği belirtiliyor. Raporda Türkiye’nin “bölgedeki tek istisna” olduğu belirtiliyor.

Türkiye ve İsrail’in ihracat ve ithalat hacmi yaklaşık 10 yıldır istikrarlı bir şekilde artıyor.

İki ülke arasında 1997’de yürürlüğe giren bir serbest ticaret anlaşması var. Diplomatik ilişkileri normalleştirme girişimleri 2022’de başladı.

BBC TürkçeTel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nden Türk Dış Politikası uzmanı Gallia Lindenstrauss, sorularını yanıtlayarak iki ülke ekonomisinin birbirini “tamamlayıcı” olduğunu söylüyor.

Lindenstrauss, yaşam maliyetlerinin “çok yüksek” olduğu İsrail pazarında “Türk ürünlerinin çok rekabetçi fiyatlarla satıldığını” söylüyor.

Ayrıca ülkelerin coğrafi yakınlığının önemini de vurguluyor:

“Ülkeler arasındaki mesafenin kısa olması nedeniyle ulaşım maliyetleri düşük. Kovid-19 salgını, İsrail için bu kadar yakın bir tedarikçiye sahip olmanın önemini bir kez daha vurguladı.”

Nitekim pandemi sonrasında Türkiye’nin İsrail’e ihracatı arttı. Bank of Israel raporuna göre İsrail’in 2021-2022 döneminde Türkiye’den ithalat hacmi 2019 yılına göre yaklaşık iki kat artarak 5,7 milyar dolara çıktı.

Türkiye’den yapılan ihracattaki artışın büyük bölümü üretim girdilerinden kaynaklandı. Bundan 10 yıl önce İsrail’in toplam üretim girdisi ithalatının yüzde 4’ü Türkiye’den yapılırken, bu oran 2020-2021’de yüzde 9’a çıktı.

Ayrıca İsrail, Türkiye’de üretilen malları diğer ticaret ortakları aracılığıyla ithal ediyor. Bu ticaretin yıllık hacmi 800 milyon doları aştı.

Türkiye’den İsrail’e ihraç edilen başlıca mallar metal, makine, plastik, çimento ürünleri, tekstil ve motorlu taşıtlardır.

İsrail-Türkiye Ticaret Odası Lideri Gadi Shoshan, ikili ticarette lokomotif sektörün tarım olduğunu söylüyor.

Shoshan’ın verdiği bilgiye göre, İsrail’in Türkiye’ye tohum, gübre ve sera gibi kalemlerle başlayan tarım ihracatı, bugün akıllı sulama sistemleri ve diğer tarım teknolojileriyle devam ediyor.

Türkiye, İsrail’e taze ve kurutulmuş meyve ve sebze satıyor; Tatlı ve gıda sektörüne hammadde tedarikçisidir.

İki ülke arasındaki ticari ilişkiler yıllar içerisinde pek çok kolu kapsayacak şekilde gelişmiştir.

Shoshan, “2009 yılına kadar savunma sanayi iyi bir başlangıç ​​yaptı, sonrasında İsrail yenilenebilir enerji çözümleri sundu ve Türkiye çelik, plastik hammaddeleri ve çimentonun ana tedarikçisi haline geldi. Tekstil pazarı da her zaman aktifti. Beyaz eşyanın yanı sıra, Türkiye’de çok sayıda otomobil var.” “Üretildi ve İsrail’e teslim edildi.”

Gerilim ticari ilişkileri etkiler mi?

Normalleşme adımları kapsamında Türkiye ile İsrail’in ticari ilişkilerinin geliştirilmesi planlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hamas’ı “terör örgütü” olarak görmediğini açıklamasının ardından İsrail’de Türkiye ile ortak yapılması planlanan bazı iş forumları iptal edildi.

İsrail’de İngilizce yayınlanan Haaretz gazetesinin haberine göre, bazı süpermarketler Türkiye’den çok sayıda tarım ürünü ithalatını durdurma kararı aldı.

Ancak uzmanlara göre bu yansımaların ticari ilişkilere etkisi sınırlı olabilir.

Gallia Lindenstrauss, bazı İsrailli perakendecilerin bu kararı “hem Erdoğan’ın açıklamalarını protesto etmek hem de güneyde ve kuzeyde birçok tarım arazisine sahip olan İsrail’deki mevcut savaştan doğrudan ve dolaylı olarak etkilenen sektörle dayanışma göstermek için” aldığını söylüyor.

Lindenstrauss, “Bu adımlar hâlâ çok sınırlı ve muhtemelen yalnızca kısa vadeli bir etkiye sahip olacak” diyor.

Yaşanan son gerginlik öncesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın, enerji alanında iş birliği fırsatlarını görüşmek üzere İsrail’e gitmesi bekleniyordu.

Ancak Türk medyasında bu gezinin iptal edildiğine dair haberler çıktı.

Lindenstrauss şöyle açıklıyor: “Bu iptal dikkate değer olsa da, pratikte bu kararın enerji açısından muhtemelen çok az önemi vardır.”

“İsrail tarafı bu konuları Türkiye ile müzakere etmeye bir nebze istekli olsa da işbirliği olasılığı açısından, en azından İsrail kıyıları açıklarında mevcut doğal gaz hacminin zaten yüksek olmadığını belirtmek gerekir.”

Her ne kadar siyasi gerginlikler nedeniyle ticaret kısıtlansa da iki ülke arasındaki ilişkinin en dengeli ve olumlu boyutu olduğu düşünülüyor.

Gallia Lindenstrauss, “İsrailli şirketlerin Türkiye’de devlet ve belediye ihalelerine giremeyeceğini, ülkeler arasında siyasi kriz olmasaydı ticaret hacminin daha da yüksek olacağını iddia edenler de var” diyor.

“Bununla birlikte son 10 yılda iki devlet arasındaki ilişkilerin en istikrarlı ve olumlu unsuru ekonomik boyutuydu.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu